
Çok yakın bir akrabanız ya da arkadaşınızın ricasıyla kira sözleşmesinde onun yanında kefil oldunuz. Ancak bunun ne gibi sonuçları var, kirayı ödemezse ne olur, bana icra gelir mi, ömür boyu o evde otursa ben de ölene kadar kefil olarak mı kalırım türünden birçok soru şimdiden aklınıza takılsa da artık sözleşmeye kefil sıfatıyla imzayı attınız.
Yazımızla, kira sözleşmesinde kefaletin hükümlerini ve sonuçlarını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK) ve Yargıtay içtihatlarına göre genel hatlarıyla ele almaktayız.
Yazı İçeriği ve Başlıklar;
1/Kefaletin Şartları Nelerdir
2/Kira Sözleşmesinde Kefalet Ne Zaman Başlar
3/Kefil Olarak Sorumluluğum Ne Kadar Sürer
4/Kira Sözleşmesi Uzadığında Ne Olur
5/Kefil Olarak Borcun Ne Kadarından Sorumluyum
I/Kefaletin Şartları Nelerdir?
Kira sözleşmesinde kefalet ile ilgili sorunları açıklamadan önce, kefalete dair genel kurallara değinmek gereklidir.
Kefalet, niteliği itibariyle ayrı bir sözleşmedir ve Türk Borçlar Kanununda madde 581 ve devamında açık biçimde düzenlenmiştir. Dolayısıyla sadece kira sözleşmesi değil, kefalet sözleşmesine dair yasal düzenlemelere de dikkat edilmelidir.
Geçerli bir kefaletten bahsedilebilmesi için aşağıdaki şartlara uyulmalıdır.
i) Kefalet yazılı olmalıdır. (TBK madde 583/1) Buradaki yazılık noter onayı olmayıp adi yazılılık yeterlidir. Ancak bunun için el yazısı ile imza gereklidir. Elektronik imza kefalette geçerli değildir (5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu madde 5) Sözlü biçimde kefalet ilişkisi ise hiçbir şekilde kurulamaz.
ii) Geçerli bir sözleşmeye istinaden verilmelidir. (TBK madde 582) Kefalet feri bir sözleşmedir. Bu sebeple kefil olunacak asıl sözleşme örneğin kira sözleşmesi herhangi bir sebeple geçersiz ise, kefalet de geçersiz hale gelir.
iii) Kefalet ferdileştirilmelidir. Bu açıdan kefilin sorumluluğunun başladığı tarih ile kefilin borçtan sorumlu olduğu azami miktar açıkça belirtilmelidir. (TBK madde 583/1)
iv) Kefil olma ehliyeti bulunmalıdır. Yaşı küçük olanlar kefil olamazlar. Yine vesayet altındaki kısıtlılar da kefalete imza atamazlar.(4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK) madde 16)
Bununla birlikte kişi her ne kadar yetişkin ve aklı yerinde olsa dahi, eğer kefil olacak kişi evli ise eşinin rızası olmaksızın kefil olamayacaktır. (TBK madde 584)
II) Kira Sözleşmesinde Kefalet Ne Zaman Başlar?
Eğer sözleşmede, kefaletin başlangıcına dair hiçbir açıklama yok ise, zaten ortada geçerli bir kefalet ilişkisi olmadığından sorumluluk doğmaz.
Bununla birlikte sözleşmede kefilin sorumluğu sözleşmenin kurulması ile başlayıp sonlanması ile biter şeklinde matbu bir hüküm varsa, yine kefalet sonuç doğurmaz. Çünkü yasa koyucu, kefilin kendisini bağlayan bu sözleşmede kefalet tarihinin el yazısıyla imzalanmasını şart koşmaktadır.
Yani kefil, kendi el yazısıyla kefaletin başlangıcını belirtmelidir.
III) Kefil Olarak Sorumluluğum Ne Kadar Sürer?
Kefalet sözleşmesi süreli yapılabileceği gibi süresiz de yapılabilir. Bu açıdan örneğin 2 yıl süreyle kefildir denilebileceği gibi herhangi bir süre de belirtilmeyebilir. Bunlardan ilkine süreli, ikincisine süresiz kefalet denir.
Ancak süresiz kefalet için yasa bazı şartlar getirmiştir. Buna göre gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak 10 yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. (TBK madde 598)
Yani burada 10 yıllık azami süre mevcuttur. Bu süreleri aşan biçimde verilen kefalet tamamen geçersiz olmayıp 10 yıldan sonraki kısımları yazılmamış sayılır.
Bu süreden fazla kefalet için, tekrardan kefalet verilmelidir. Ancak bunun için son 1 yıla girilmesi gerektiği ve maksimum 10 yıllık ek kefalet verilebileceği unutulmamalıdır
Kira sözleşmesinde ise farklı ihtimaller gündeme gelebilecektir.
-Kefalet süresi kiradan kısa ise sorun yoktur. Örneğin 5 yıllığına yapılan kira sözleşmesinde kefil 2 yıl sorumludur şeklinde bir madde mevcutsa, bu geçerlidir.
-Kefalet süresi ile kira süresi eşit ise yine sorun yoktur. Örneğin kira sözleşmesi 3 yıl kefalet süresi de aynı şekilde 3 yıl ise, bu kefalet de geçerlidir.
IV) Kira Sözleşmesi Uzadığında Ne Olur?
Kira sözleşmelerinde uzama durumunda kefilin sorumlu tutulması için sözleşmede açıkça devam eden uzama yıllarında sorumluluğun süreceği ve bunun limiti yer almalıdır.
Örneğin 1 yıllığına 5 Ocak 2025 tarihinde düzenlenen bir kira sözleşmesi, yasa gereği kiracı tarafından 15 gün önceden bildirimle sona erdirilmedikçe 5 Ocak 2026 da, akabinde 2027 de ve bu şekilde devam eden yıllarda uzayarak devam edecektir.
Üstteki örnekte kiracının devam eden yıllarda sorumlu olduğu belirtilmedikçe, kira sözleşmesinin uzaması ona sirayet etmeyecek ve sorumluluğu kira sözleşmesinin bittiği 5 Ocak 2026 itibariyle sona erecektir.
Yargıtay benzer bir olayda uzayan dönemde kira bedelinin miktarı ve uzama süresi belli olmadığından kefilin sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi takibe konu kira bedelleri de uzayan döneme ilişkin bulunduğundan kefilin sorumlu tutulması doğru değildir içtihadıyla konuya açıklık getirmiştir (6. Hukuk Dairesi 2013/1105 E 2013/7870 K).
(Benzer biçimde; “…Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda TBK.nın 583.maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan, mahkemece davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…”; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/1533 E 2018/10971 K)
V) Kefil Olarak Borcun Ne Kadarından Sorumluyum?
Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarın sözleşmeden açık biçimde yazması ve bunun kefil tarafından el yazısıyla imzalanması zorunludur. Örneğin kefilin borcunun meblağ olarak belirtilmeden 3 aylık kira, 6 aylık kira veyahut hiçbir şey yazmaksızın sorumlu olduğu türünden verilen kefalet, geçersizdir.
Yine kefilin müteselsil yani kiracıya dahi başvurmadan doğrudan sorumlu tutulabileceği türden bir sorumluluğu için de, müteselsil kefil olduğunu el yazısıyla yazması gereklidir. Aksi durumda adil kefil kabul edileceğinden ödenmeyen kira bedeli için önce kiracıya başvurulması, sonra kefile başvurulması gerekecektir.
(“…Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10/12/2014 tarihli kira sözleşmesinin 36 ay süreli olduğu, davalılardan Kemal Mehmet tarafından müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin eki kefalet beyanının TBK’nın 583. maddesinde öngörülen kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şartını taşıdığı, Kanun hükmünün açık olup kefaletin geçerliliği için ayrıca süre şartı öngörülmediği, kaldı ki kefalet sözleşmesinde ayrı bir süre kararlaştırılmadığı halde kefilin ancak belirli süreli kiralarda kararlaştırılan kiralama süresince sorumlu olabileceği, uzayan dönemler için ise sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davalı kefil Kemal Mehmet’in 10/12/2014 tarihli kefalet beyanı ile 10/12/2014 tarihli 36 ay süreli kira sözleşmesinden kira süresince sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3500 E. 2022/5691 K).
Peki uzayan dönemlerde kira artışı olduğunda ne olur? Bu ihtimalde de, kefilin azami sorumluluğu kendisi tarafından el yazısıyla belirlenmek durumunda olduğundan, ilk kira dönemindeki meblağ üzerinden sorumlu tutulacaktır.
Özetle, kira sözleşmesinde kefilin matbu cümlelerle değil, açık biçimde yasaya uygun olarak düzenleme yapılmaldır. Bu açıdan kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmeli, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmelidir.
*Yazımız genel bilgilendirme amaçlıdır. Kira hukuku uyuşmazlıklarında hak kaybı yaşanmaması adına konusunda uzman kişiler tarafından iş takibi önem taşımaktadır.
**Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr