
Kefalet sözleşmesi, bir kişinin (kefil), borçlunun borcunu alacaklıya karşı yerine getirmemesi durumunda, bu borcu alacaklıya ödemeyi taahhüt ettiği bir teminat sözleşmesidir. Türk Borçlar Kanunu’na göre düzenlenmiştir ve bir yan sözleşme niteliğindedir; yani asıl borca bağlı olarak doğar. Burada asıl borçlu, alacaklı ve kefil olarak üçlü bir hukuki ilişki mevcuttur.
Kefilliğin Şartları
1/Ehliyet şartı;
-Çocuklar ve kısıtlılar kefil olamazlar (TMK madde 342/3, 449/1)
-Evli olanlar eşlerinin rızası olmadan kefil olamaz. Bu rıza yazılı olarak sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmelidir (TBK madde 584/1)
2/Geçerli borç şartı;
-Asıl borcun geçersizliği kefaleti de etkiler, kefalet mevcut ve geçerli borca olur (TBK madde 582)
-Henüz doğmamış bir borca da kefalet olur, önemli olan kefile başvuru anında asıl borcun varlığıdır.
-Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumludur.
-Borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile, belirlenen vadeden önce kefile karşı takibat yapılamaz.
3/Yazılılık şartı;
-Kefalet sözleşmesi yazılı olmak zorundadır (TBK madde 583)
-Yazılılığın el yazısı ile olması zorunlu olanlar; azami miktar+kefalet tarihi+müteselsil kefalet için buna dair ibaredir. Bunlar el yazısı ile alınmadıkça geçerli olmaz.
4/Sorumluluğun belirli olması şartı;
-Kefalette kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. (TBK madde 583)
-Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça geçerli olmaz.
-Kefil, her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azamî miktara kadar sorumludur.
-Kefilin, asıl borç ilişkisinin hükümsüz hâle gelmesinin sebep olduğu zarardan ve ceza koşulundan sorumlu olacağına ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür.
Kefalet Türleri
1/Adi kefalet;
-Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça kefili takip edemez yani ikinci derece sorumluluk doğurur (TBK madde 585/1)
-İstisnai olarak doğrudan kefile başvurulacak haller;
*Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması.
*Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi.
*Borçlunun iflasına karar verilmesi.
*Borçluya konkordato mehli verilmiş olması.
-Bu kefalet türünde rehin önceliklidir. Eğer aynı alacak rehinle de güvence altına alınmışsa, adi kefalette kefil, alacağın öncelikle rehin konusundan alınmasını isteyebilir. (Ancak, borçlunun iflasına veya kendisine konkordato mehli verilmesine karar verilmişse, bu defide bulunamaz)
2/Müteselsil kefalet
-Burada fark, kefilin aynı borçlu gibi 1. derece sorumlu olmasıdır.
-Alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Yani yine de asıl borçluya bir ihtar şarttır.
-Yine istisna olarak eslime bağlı taşınır veya alacak rehni varsa burada da ödememezlik ileri sürülebilir.
3/Birlikte kefalet;
-Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur. (TBK madde 587)
-Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlar da kefalet borcunun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.
4/Kefile kefil;
Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumludur. (TBK madde 588)
Sona Ermesi
-Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur.
-Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.
-Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.
-Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir.
ÖZETLE;
*Sözleşmeye konu olan geçerli ve mevcut bir borç olmalıdır.
*Sözleşmede kefil olarak yer alacak tarafın fiil ehliyeti bulunmalıdır. Ayrıca evli ise eşin rızası şarttır.
*Sözleşme mutlaka yazılı olarak yapılmalıdır. Ayrıca sorumluluk süresi ve miktarı el yazılı olacaktır. Süre en fazla 10 yıldır.
*Sözleşmede kefilin sorumlu tutulacağı azami miktar yer almalıdır. Bu miktar asıl borç ile sınırlıdır.