
Evet, boşanma davası sırasında nafaka talep etmemiş olsanız bile sonradan belirli şartlar altında nafaka talebinde bulunmanız mümkündür. Ancak bu, nafakanın türüne göre değişir
Sonradan İştirak Nafakası İstenmesi
İştirak nafakası, boşanma ile velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve genel giderlerine katılmak üzere ödediği maddi katkıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesine göre düzenlenmiştir.
Bu nafakanın özellikleri;
–Çocuğun yararını gözetir.
-Velayet kendisine verilmeyen ebeveyn tarafından ödenir.
-Mahkeme tarafından çocuğun yaşı, ihtiyaçları, yaşam standardı ve tarafların gelir durumu göz önünde bulundurularak belirlenir.
-Çocuk reşit olana (18 yaşına) kadar devam eder, ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa (üniversite gibi) nafaka mahkeme kararıyla uzatılabilir.
-Artan ihtiyaçlar veya gelir durumundaki değişiklikler nedeniyle artırılabilir, azaltılabilir veya kaldırılabilir.
Bu nafaka türü boşanma davasında istenmesi ve hatta anlaşmalı boşanmada vazgeçilmesi dahi sonradan talep edilmesine engel değildir. Zira bu nafaka bir yönüyle kamu düzenine ilişkindir ve TMK madde 327; “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” düzenlemesi ile de boşanmanın haricinde teyit edilmektedir.
(“…İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Boşanma davası sırasında iştirak nafakasından vazgeçilmiş olsa bile boşanmadan sonra velayeti kendisine bırakılan taraf iştirak nafakası isteyebilir. Bu yön nazara alınmadan iştirak nafakası talebinin reddi doğru görülmemiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/12695 E 2014/14238 K).
(“…Somut olayda, tarafların 03.05.2011 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk İlem’in velayetinin davacı anneye verildiği, boşanma davası sırasında davacının müşterek çocuk için iştirak nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Davacının boşanma davası sırasında iştirak nafakası talep etmeyeceğine ilişkin beyanı, çocuğun ihtiyaçlarının artması halinde iştirak nafakası talebine engel teşkil etmemektedir…”; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/6752 E 2014/13945 K).
Sonradan Yoksulluk Nafakası Talep Edilmesi
Yoksulluk nafakası boşanma sonrası ekonomik olarak zayıf düşen eşin, yoksulluğa düşmesini önlemek amacıyla diğer eşten talep edebileceği sürekli maddi destek türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesine göre düzenlenmiştir.
Yoksulluk Nafakasının Özellikleri:
-Talep üzerine bağlanır. Mahkeme kendiliğinden karar veremez.
-Nafaka alacaklısının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması gerekir.
-Nafaka verecek eşin ise bu ödemeyi karşılayabilecek maddi güce sahip olması gerekir.
-Yoksulluk nafakası süresizdir, yani taraflardan biri ölünceye, evleninceye veya maddi durum önemli ölçüde değişinceye kadar devam eder.
-Nafaka alan taraf evlenirse, fiilen evli gibi yaşamaya başlarsa ya da yoksulluğu sona ererse nafaka mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
-Nafaka isteyen eş, kusur açısından diğer eşten daha ağır kusurlu olmamalıdır
-Boşanma davası sırasında açıkça talep edilmelidir.
Bu nafaka türünde iştirak nafakasında olduğu gibi kamu düzenine ilişkin bir yön bulunmamaktadır. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma protokolünde açıkça bu haktan vazgeçen eşin sonradan yoksulluk nafakası istemesi mümkün değildir. (“…Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca, tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından sözedilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu, somut olayda, davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu benimsenmiş ve bu nedenle direnme kararının onanması gerekmiştir…”; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu2012/836 E 2013/306 K).
Ancak bunun için yapılan feragatin açık, kesin ve şarta bağlı olmaksızın yapılması zorunludur. Diğer durumda feragat geçerli sayılmayacağından sonradan nafaka talep edilmesine de engel olmayacaktır. Yine anlaşmalı boşanma için verilen beyanların, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmemesi durumunda bir karşılığı olmayacaktır. (“…Davalı kadın bozma sonrası birleşen boşanma davası ile boşanma yanında yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı kadın vekilinin asıl davadaki nafaka ve tazminat istemediğine dair beyanı anlaşmalı boşanmayı sağlamaya yönelik olup, anlaşmalı boşanma sağlanmadığı taktirde bu taleplerden feragat anlamına gelmez. O halde mahkemece kusursuz olan davalı kadının birleşen boşanma davası kabul edilmesine rağmen vekilinin beyanı feragat niteliğinde kabul edilerek yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin münhasıran bu sebeple reddi doğru görülmemiş ve mahkemece toplanan delillere göre kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir…”; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/26449 E 2014/25794 K).
*Yargıtay kararları için; https://karararama.yargitay.gov.tr/